1880'lerin ikinci yarısında, Georges Seurat ve diğer Neo-Empresyonistler tablolarını Brüksel'deki Salon des XX'de sergiledikten sonra birkaç Belçikalı sanatçı Noktacılık ile renklerin optik karışımına geçmişlerdir. Ressam George Lemman, o zamanlarda henüz yirmi yaşında, bu hevesliler arasındaydı. Yaklaşık on yıl boyunca Seurat'nın teorilerinden adım adım koparken özellikle portrelerde ve peyzajlarda uyguladığı kendine özgü bir teknik geliştirmiştir. 1891'den sonra yurttaşı Henri Van de Velde'nin etkisi altındayken tabloları "Art Nouveau" üslubunu yansıtmıştır, Heist Kumsalı bu üslubun önemli bir örneğidir. Tuval üzerinde yatay bir şekilde yerleştirmiş minik yuvarlak ya da oval noktalardan sıkı ağ, tamamlayıcı renklerdeki bir çizgi ile keskin bir şekilde ayrılmış belirgin renkli alanlar yaratmasını sağlamıştır. Bu şekiller gökyüzünü kaplıyormuş gibi duran kocaman mavimsi bulut gibi tuhaf, doğal olmayan konturlara dönüşmüştür. Bu gece peyzajında insan hayatına dair tek işaret terk edilmiş teknedir. Tekne sarı ve turuncunun baskın olduğu bir arka plana karşı mor fırça darbeleriyle resmedilmiştir. Renklerin yoğunlaştırılması ile sentetik şekiller, Fransız-Belçika sanat topluluğunda yeni bir dönem başlatan Sembolist akımının gelişmesinde rol oynamıştır.




Heist Kumsalı
ahşap üzerine yağlı boya • 37.5 x 45.7 cm