Anís del Mono Şişesi

"Sanat Üzerine Düşünceler Çarşambası"nda bugün "sanat" terimi hakkında konuşmak istiyoruz. Bu terimin en iyi şekilde nasıl tanımlanacağı sürekli bir merak konusu olmuştur; "sanat" terimiyle ne kastettiğimiz gibi konunun temelleri üzerinde bile tartışmaların yapıldığı birçok kitap ve makale yayımlanmıştır. Theodor Adorno 1969'da "Sanatı ilgilendiren hiçbir şeyin aşikar olmadığı aşikardır" görüşünü ileri sürmüştür. "Sanat" teriminin temel anlamının bile yüzyıllar içerisinde birçok kez değiştiği açıktır ve 20. yüzyılda da gelişimini sürdürmektedir. Batıda 1912 gibi yakın bir tarihte dahi tüm sanat eserlerinin güzelliği amaçladığını ve böylece güzel olmaya çalışmayan hiçbir şeyin sanat kabul edilemeyeceğini farz etmek oldukça doğaldı. Kübist, dadaist sanatçılar, Stravinsky ve daha sonra çıkacak birçok sanat akımı sanatın tanımında güzelliğin merkezde olduğu görüşüne karşı büyük bir başarıyla mücadele etmişlerdir ki Danto'ya göre, "Güzellik sadece 1960'ların gelişmiş sanatından değil aynı zamanda o 10 yıllık süredeki ileri sanat felsefesinden de kaybolmuştur." Juan Gris'in gerçeklik ve temsil ilüzyonuyla yaptığı bu deney, 20. yüzyıldan önce sanat olarak asla kabul edilemezdi.