Bugün, J. Paul Getty Müzesi koleksiyonu ile son pazar günümüz. Umarım bu ayın özel içeriğinden keyif almışsınızdır. :) Önümüzdeki pazar, Kunstmuseum Bern'in koleksiyonunu sunacağız. :) Bu esnada, bugünün Manet'sinin hikayesi burada. Keyfini çıkarın!
Şık bir genç kadın, üzerinde çiçek desenli bir günlük elbise ile, coşkulu bitkilerden oluşan bir arkaplanın önünde bir şemsiye tutuyor. İzleyicinin hayran bakışlarının farkında olsa da, letafet ve kayıtsızlığın bir resmi olarak dümdüz ileri bakıyor. Parisli aktris Jeanne Demarsy'yi İlkbahar'ın vücut bulmuş hali olarak sunan bu portre, Manet'nin hayatının son büyük sergisinde, 1882'de Paris Salonu'nda görücüye çıktı. Yirmi yıldan fazla bir süre boyunca, Manet'nin eserleri Salon tarafından reddedilmiş veya tartışmalarla karşılaşmıştı; İlkbahar, Manet'nin başladıktan bir sene sonra sifilis ile ilgili sebeplerden hayatını kaybetmesi ile trajik bir şekilde sonlanan Salon kariyerinin en saf başarısıydı.
Öncelikli olarak Jeanne'in cazibesiyle eleştirmenlere hitap eden İlkbahar, aynı zamanda Manet'nin yağlı boya üzerindeki ustalığını da sergiliyor. Eser, elbisenin üzerindeki ince ve narin çiçek dokunuşlarından Jeanne'in yüzünün pürüzsüz işlenişine ve zemindeki geniş, eskiz benzeri fırça darbelerine kadar, müthiş bir fırça çalışması çeşitliliği gösteriyor. Eserin duyusal ele alınışı ve parlak, canlı renk paleti; kutladığı mevsimin zevklerini uyandırıyor. Manet İlkbahar'ı oluştururken, hem en son moda trendlerini hem de eski sanatsal gelenekleri göz önünde bulundurmuş. Kadın modasının büyük bir meraklısı olan Manet, terzileri ve şapkacıları tarayarak Jeanne'in kıyafetini kendisi bir araya getirmiş. Stüdyoda modeline poz verdirirken ise; onu uyarı boyda, profilden, bir yeşillik kütlesinin önünde resmederek erken İtalyan Rönesansı'nın portre geleneklerine atıfta bulunmuş. Manet'nin arketipik İlkbahar'ı yalnızca geçici bir 'elbise modeli illüstrasyonu' değil, moden çağı güzel bir Parisli kadın üzerinden özetleyen, uzun ömürlü bir eser olarak tasarlanmış.