Ekim

Bu resimdeki en çarpıcı şey genç kadının elegan elbisesindeki koyu tonlarla, arka plandaki altın renkli kestane yapraklarının parlak bezemesi arasındaki keskin zıtlık. Büyük yaprakların ağaçtan dökülür gibi akar deseni, resme coşkunluk veren kadının elbisesinin dökümlü fırfırlarıyla benzer bir ahenk içinde. Kadının pozu da izleyicinin dikkatini çekiyor. Kalkan ayağına doğru eğilmiş, bir yere yetişiyor gibi telaşlı; sanki ona seslenilmiş gibi dönmüş, direk izleyiciye bakıyor.

Model Kathleen Newton, Fransız sanatçı Jacques (James) Tissot’nun genç bir dul olan sevgilisi. Tissot, Paris’de modaya uygun giyinen sosyetik hanımların çağdaş sahnelerini resmetmeye başladı ve 1871’de Paris Komününün düşüşünün ardından Londra’ya taşınarak bu türde eserlerine daha da ün katarak devam etti. Degas tarafından İzlenimciler olarak tanınmaya başlayan bir grup sanatçıya katılması için davet aldıysa da o bu daveti reddetti. İzlenimciler gibi, günlük yaşama dair sahneler resmetti, ama onun resimleri oldukça detaylı ve titizdi. Kadınlık ve onun donanımından özellikle büyülenmişti. Eleştirmenler tarafından yeni zenginleri resmettiği için kendisiyle alay edilse de, portreleri rağbet görüyordu ve Tissot bu sebeple kazandığı servetiyle kendi de üst sınıfın bir parçası haline geldi. Tissot, Newton ile o henüz 22 yaşındayken tanıştı. Newton, Tissot’nun ilhamı haline geldi ama onlarınki Newton’ın 28 yaşında tüberkülozdan ölmesi sebebiyle kısa süren bir aşk hikayesiydi.

Newton'ın ölümünün üzerinden çok geçmeden Tissot ruhani bir uyanış yaşadı ve sanat kariyerine İncil sahneleri resmederek devam etti. İki sefer Kutsal Topraklara; resimlerinde kostümleri, mimariyi ve manzarayı doğru tasvir edebilmek için bölgeyi ve insanları keşfe gitti. 350 sulu boyadan oluşan İsa’nın hayatını konu alan serisi büyük bir övgü aldı. Tissot, 1902’de 65 yaşında vefat ettiğinde, Eski Ahit hakkında bir seri üzerinde çalışıyordu.

~ Martina