Christoffer Wilhelm Eckersberg, Yutland Adasının güneyinde doğmuş olan Danimarkalı bir ressamdır. Danimarka’ya özgü resim anlayışının altın çağının temelini atan sanatçılardandır ve Danimarka resim sanatının babası olarak anılmaktadır. Çıraklık zamanlarında önemli sayıda çizim ve resim yapmıştır fakat kısa süre içerisinde yerel halktan birtakım finansal destek sağladıktan sonra 1803 yılının mayıs ayında Kopenhag Kraliyet Sanat Akademisi'ne adını duyurmuştur. Akademiye herhangi bir ücret ödemeden kabul edilmiştir. Öğretmenleriyle yaşamış olduğu çatışmalar nedeniyle 1809 yılına kadar Akademi’nin altın madalyasını kazanamamıştır. 1810 yılında oğlu Erling Carl Vilhelm Eckersberg’ün doğumunu meşru kılmak için istemeyerek de olsa Christine Rebecca Hyssing ile evlenmiştir. Erling, Akademide eğitim görerek ve kariyerine bakır levha oymacısı olarak devam ederek babasının izinden gitmiştir.
Seyahat etmeye meraklı ve kısmen de yapmış olduğu evliliğin gerçekliğinden kaçmak isteyen sanatçı düğününden birkaç gün sonra Almanya üzerinden Paris’e doğru yola çıkmıştır. Paris’te 1811’den 1812 yılına kadar neoklasisizmci olan Jacques-Louis David önderliğinde çalışmıştır. Resme dair olan yeteneklerini insan formu üzerinde geliştirmiş hocasının tavsiyelerine kulak vermiştir. 2 yıl sonra Floransa’ya ve Roma’ya gitmiş ve çalışmalarına 1813 ile 1816 yılları arasında bu iki şehirde devam etmiştir. 1814 yılında Eckersberg, Roma’da, akıl hocası Bertel Thorvaldsen’in portresini yapmıştır ve sanatçının en iyi çalışmalarından biri olan bu eser Sanat Akademisi’ne bağışlanmıştır. Sanatçı Roma hayatıyla bir uyum sağlamıştır ve orada deneyimlediği güneyin parlak ışığından oldukça fazla etkilenmiştir. Orada kaldığı yıllar boyunca görselde görmüş olduğunuz eseri de içeren birkaç istisnai manzara çalışmaları da dahil olmak üzere birçok eser üretmiştir.
Sanatçı "Kolezyum’un Üçüncü Katındaki Kuzey-Batı Kemerlerine Bakış’’ adlı çalışmasını 1815 veya 1816 yılında Roma’da kaldığı esnada kentin antik kalıntılarının bir dizi çalışmalarını resmettiği sırada yapmıştır. Kalıntıların detaylarını gerçekte gözüktüğü gibi tüm detaylarıyla gözlemlemiştir. Buna karşın şehrin manzarası sanatçı tarafından yeni bir uyum sağlamak amacıyla üç ayrı parçada birleştirilmiştir. Kraliyet Gravür Koleksiyonunda Eckersberg’in bu çalışması için yapmış olduğu iki kabataslak çizimi mevcuttur. Bu eser, Danimarka’ya özgü resim tarzının altın çağına önemli bir örnektir.
Eckersberg Kopenhag’a geri dönmüştür ve dönüşünü bekleyerek 10 yıl boyunca pozisyonu sanatçı için özel olarak açık tutan Akademi’de profesörlük yapmıştır. Resim sanatına en büyük katkısını öğrencilerini dışarıya çıkartıp doğayı çalışmaları konusunda onlara meydan okuyarak geliştirmiş olduğu öğretim metodu ile sağlamıştır. Doğadan Danimarka sanat anlayışına dosdoğru bir çalışma alanı yaratmış olup öğrencilerini kendi kişisel güçlerini keşfetmelerini böylelikle de eşi benzeri olmayan bir tarz yaratmaları konusunda teşvik etmiştir. Denizcilik resim çalışmalarından dolayı perspektife olan ilgisi artmıştır. Tezini "Resim Sanatında Kullanılan Doğrusal Bakış Açısı" konusu üzerine yazmıştır ve Akademi’de bu konuyla ilgili dersler vermiştir. Günlük yaşama dair gözlemlerini kompozisyonun klasik ve uyumlu prensipleriyle birleştirerek birkaç gravür çalışması yapmıştır. Bu çalışmalar, günlük yaşamı resmetmiş Danimarka Altın Çağı ressamlarının karakteristik tarzlarını oluşturmasına yol göstermiştir.
- Clinton Pittman
Not: Danimarkalı olağanüstü ressam çift - Marie and Peder Severin Krøyer - hakkında buradan bilgi edinebilirsiniz.