Bu hafta Rönesans dönemiyle baya bir içli dışlı olacağız!
Treviso'da doğan Paris Bordone (1500-1571), Venedik'teki Tiziano'nun atölyesinde; kromatik canlılığı ve eserlerinin karakteristiği haline dönüşecek parlak renklerin kullanımını öğrendiği atölyede eğitim gördü. Giorgio Vasari'ye göre Bordone, Tiziano ile çok az zaman geçirmiş ve aslında Giorgione'nin tarzını örnek almıştır. Zaman geçtikçe öğretmeni yeteneğini kıskanmıştır. Bordone, Venedik'te yaşamaya başlamış ama kısa süre sonra 1528'de Fransa Kralı François I tarafından sarayıyla beraber kendisinin bir portresini yapması için çağrılmıştır.
Kırmızı Kollu Beyefendi başlıklı bu resimde parlak kırmızı kollarıyla siyah kıyafetli, elinde bir mektup tutan, dirseğiyle masaya dayanmış, sakallı bir adamın portresini görüyoruz. Karakter, iç bir mekanda resmedilmiştir (arkasında kalan korkuluklardan anlıyoruz). Resmi çarpıcı kılan şey modelin kollarıdır ve bu yüzden başlık olmuştur. Ayrıca masanın örtüsünde de kırmızı kullanılmıştır ki bu da canlı ve sıcak bir kompozisyon oluşturmuştur. Bu yarım uzunlukluktaki portre, Venedik Okulu tarzının çok iyi ve değerli bir örneğidir. Arka planda, hikayenin devamı olarak, kemeraltında duran hanımefendiye mektup uzatan adamı görebiliyoruz. Bu mektup, kırmızı kollu adamın elinde tuttuğu mektupla aynı olabilir mi sizce? Bu ihtimalden dolayı arka plandaki bu kadın onun sevgilisi olabilir.
Burada resmedilen modelin koleksiyoner Carlo da Rho olabileceği düşünülmektedir. Bordone bu portre için bir süre evinden çıkmamış. Aynı zamanda koleksiyonerin karısı Paola Visconti'nin de bu tabloya benzer bir portresini yapmıştır: Paola Visconti, samimi bir atmosferde, parlak kırmızı bir elbiseyle ve elinde mektuplarla (Kırmızı Kollu Beyefendi'nin portresinde olduğu gibi aynı üslupla) resmedilmiştir.
- Tony Goupil
Not: Venedikli ressamların arasında, 500 yıl önce doğmuş ve Rönesans İtalyan Sanatının yaramaz çocuğu(enfant terrible) olan Tintoretto hakkında buradan bilgi edinin.