Boreas, kuzey rüzgarı için verilmiş yunan tanrısı'nın adıdır; Rüzgar tarafından savrulan genç bir kızı tasvir eder. 1904 Kraliyet Akademisi resmin konusunu şu şekilde anlatır: '' Rüzgarın estiği mavi ve barut renkli drape giyen bir kız pembe tomurcuklar ve nergislerin olduğu bahar manzarasının içinden geçti.'' 90 yıldır kayıp olan bu portre sanat dünyasında oldukça merak uyandırmış ve sonradan 1990'ların ortasında tekrardan satışa sunulmuştur.
Bu hikayenin daha karanlık orijinal yunan versiyonu da düşünülmelidir ki bu da ressamı Waterhouse'ın niyeti olduğu şüpheli olsa da. Boreas, kuzey rüzgarı tanrısı, Atinalı bir kral olan Erechtheus'un kızı Orithyia tarafından reddedildi. Onu zorbalıkla, kendine yakışır bir tavırla almaya karar veren Boreas, Orithyia'yı çiçek toplarken kaçırdı. Aeschylus, bu kaçırmayı konu alan The Orithyia adlı bir oyun yazdı, ama oyun kayboldu. Belli ki bu tür temalar mitolojide yaygındı.
Plato, The Phaedrus efsanesini tartıştı, Sokrates de, Sofistlere göre (Eski yunanda parayla tutulan öğretmenler) Orithyia'nın kuzey rüzgarı geldiğinde ırmağın taşlarında öldürülmüş olabileceğini not etti ve böylelikle ona ''Bora rüzgarları'' denildi. Sokrates, Sofist'lerin her mitolojik varlığı natüralist açıklamalarını boğucu ve vakit kaybı bulduğundan bu görüşüyle aynı tarafta yer almaya karşı çıktı. ''Ben genel olarak inanılanı kabul ederim ve onların dediğine değil de kendiminkine bakarım.'' Sokrates Delfi Kahini'nin ilk emri; kişinin kendisini bilmesini öncelik görevi olarak gördüğünden böyle boş şeyler için vakti yoktu.
Yine de bu, bir genç kadının drapesinin rüzgar karşısında dalgalanması ya da rüzgarı reddettiğini gösteren çarpıcı bir portredir. Ön-raffaeloculuk akımını reddeden, mekanist yaklaşımları kullanan Maniyerizm ressamları, Raphael ve Michelangelo'dur. Onlar her ressamın bireyselliğini savunup resim ve şiir arasında bir bağlantı kurma görüşüne önayak oldular. Hareket aynı zamanda ortaçağ kültüründen esinlenmiştir ve, iddia ettikleri şey, Rönesans hareketinde kaybedilen manevi ve yaratıcı bir unsurdur.
Waterhouse 1849'da Romada, İngiliz ressamı olarak doğdu. Ailesinin 1854'de döndüğü Londra'ya sonunda yolu düştü. National Gallery'de ve British Museum'da sıkça kabataslak çizimler yaptı. Yaz sergisinde eserlerinin sergileneceği Royal Academy of Art'a 1871'de kaydoldu. İlk eserleri günlük hayat ve eski yunan mitolojisi gibi klasik konuları tema alan büyük tuval tablolarıydı.
- Clinton Pittman
NOT: Baharı karşılayan on klasik sanat başyapıtına bakın.