Hopper'ı düşündüğümüzde böyle bir tasvir aklımıza gelir; yalnız, boşluğa bakan, hiçbir şey yapmayan insan. "Tam Öğle Vakti" de böyle bir resim: her ne kadar sebebi hakkında hiçbir fikrimiz olmasa da, kapı eşiğinde kimliği belirsiz bir kadın görülüyor. Birini mi bekliyor? Ya da sadece etrafı mı seyrediyor? Herhangi bir hareket hissi yok; duvarlarda dramatik gölgeler bırakan büyük bir evle çevrili kadın, öylece duruyor. Burada hikaye yok, ama zaten bu yüzden Hopper'ı çok seviyoruz. Hikayesiz eserlerinde, hayal edebileceğimiz tüm insan hikayelerine sahibiz.
Lloyd Goodrich'e sık sık atfedilen bir alıntıyı da aktaralım. Muhtemelen editörlerin "kollarını sallayan insanları" tasvir etme taleplerine uymak zorunda kalmanın eziyetiyle, Hopper açıkça itiraf eder: "Belki de ben çok insancıl değilimdir; yapmak istediğim şey bir evin yan tarafına düşen güneş ışığını boyamaktır sadece. "
Not: İşte Edward Hopper'ın aklınızı başınızdan alacak çizimleri <3