Gwen John, uluslararası üne sahip bir Galli sanatçıdır. Londra'da eğitim görmüş ve 1904'ten itibaren zamanının çoğunu Whistler's School'da eğitim aldığı, modellik yaptığı ve ünlü heykeltıraş Auguste Rodin ile tutkulu bir ilişkiye başladığı Paris'te geçirmiştir.
John, yaşadığı süre boyunca küçük erkek kardeşi sanatçı Augustus John'un şöhretinin gölgesinde kalmıştır. John'un çalışmaları hayatının sonlarına doğru ilgi çekmeye başlasa da, eserlerine duyulan takdir ancak son birkaç on yıl içinde canlanmaya başladı.
Bu yağlı boya tablo Paris'te, muhtemelen Rodin'le ilişkisi sona ererken ve yengesinin (Augustus'un eşi Ida) 1907'de ani ölümünden sonra impasto fırçası ile kuru boyama tekniğinde yapılmıştır. Gwen John bu dönemde Rodin'in de teşviğiyle, resme bilinçli bir şekilde geri dönüş yapmış ve aynı zamanda depresyon ve zaman zaman ortaya çıkan hastalıklarıyla savaşırken en iyi bilinen eserlerinden bazılarını yaratmıştır. Bu, John'un Katolik inancına daha fazla ilgi duymaya başlamadan önceki bir dönemdir.
Bu eserde hem bir dinginlik duygusu, hem de arka planda duran bir mobilya parçasının üzerine atılmış halde duran giysinin yarattığı huzursuzluk duygusu bulunuyor. John'un çalışması, küçük fırça darbeleri ve birbirine yakın teknik bileşenler nedeniyle Post-Empresyonist bir resmi andırmaktadır. John ışık ve karanlığı gözden kaçırmadan kalın izler kullanmış, ve etkileyici renk ve tonlar tercih etmiştir. Bu resim, sert geometrik şekiller ve formlar sayesinde güçlü bir kompozisyon ve denge barındırmaktadır.
Bu çiçek vazosunu çok sevdiyoruz! <3
Not: Rodin'in bir çok sanatçıyla ilişki yaşadığını biliyor muydunuz? Aşığının gölgesinde kalan yetenekli heykeltraş Camille Claudel'in hikayesini buradan okuyabilirsiniz. :(
Not: Bugün Dünya Uyku Günü ancak takvimlerimizin son indirimlerinde uyumayın! Stoklarda kalan son parçalar normal fiyatınından %60 indirimli.