Edvard Munch
Bugün sanat tarihinin en ikonik tablolarından biri olan, insanlık durumunun kaygısını simgeleyen özel bir şeyin zamanı geldi.
Munch, batan güneşin ışığının bulutları "kan kırmızısına" çevirdiği gün batımında yürüyüşe çıktığını hatırlamış ve "Doğanın içinden geçen sonsuz bir çığlık" hissettmişti. Bilim adamları, bu noktayı Oslo'ya bakan bir fiyort olarak tanımladılar ve doğal olmayan turuncu gökyüzü için, volkanik bir patlamanın etkilerinden Munch'un psikolojik tepkisine ve kız kardeşinin yakındaki bir akıl hastanesine olan bağlılığına kadar çeşitli açıklamalar önerdiler.
"Bir akşam bir patika boyunca yürüyordum, bir tarafta şehir ve aşağıda fiyort vardı. Kendimi yorgun ve hasta hissettim. Durdum ve fiyorta baktım; güneş batıyordu ve bulutlar kan kırmızısına dönüyordu. Doğanın içinden geçen bir çığlık hissettim; çığlığı duydum sanki, bu resmi çizdim, bulutları gerçek kan gibi resmettim. Bu "Çığlık" oldu.
Daha sonra sahneye sebep olan ilhamını da anlattı:
"İki arkadaşımla yol boyunca yürüyordum, güneş batıyordu, aniden gökyüzü kan kırmızısına döndü. Yoruldum, durdum ve çitlere yaslandım. Mavi-siyah fiyordun ve şehrin üzerinde kan ve ateşten diller vardı. Arkadaşlarım yürürken ben endişeden titreyerek orada durdum ve doğanın içinden geçen sonsuz bir çığlığı hissettim."
Bugünün tablosu o kadar ikonik hale geldi ki emoji olarak bile kullanıldı ve bugün Dünya Emoji Günü olduğu için 😱😱😱!
Not: Munch'un ikonik Çığlık'ı da Büyük Başyapıtlar 50 Kartpostal Setimizde yer alıyor. :)
Ek not: Bu tabloda tasvir edilen yer gerçekten var! Görmek ister misin? İşte Çığlık'ın gizemli sokağının hikayesi!