Stańczyk by Jan Matejko - 1862 - 88 x 120 cm Varşova Ulusal Müzesi Stańczyk by Jan Matejko - 1862 - 88 x 120 cm Varşova Ulusal Müzesi

Stańczyk

Kanvas üzerine yağlı boya • 88 x 120 cm
  • Jan Matejko - 24 Haziran 1838 - 1 Kasım 1893 Jan Matejko 1862

19. yüzyıl tarihi resim alanında, Jan Matejko'nun eserleri Polonya sanatının en meşhurları olmuştur. Matejko kariyeri boyunca, siyasi egemenliğinden edilmiş bir ülkede, sanatın vatani görevi olarak gördüğü şeyi yerine getirmeye çalışmıştır. Loş bir kale odasında yalnız başına oturan, yurdunun kaderi üzerine düşüncelerinde kaybolmuş bir soytarıyı tasvir ettiği tablosu Stańczyk sanatta sanatçının olgun dönemine girişini işaretleyen bir dönüm noktası olmuştur. Bir çok araştırmacı tabloyu, genç ressamın sanat manifestosu olarak görmektedir.

Matejko'nun orjinal başlığında bahsedilen sahne ,Kraliçe Bona'nın Sarayındaki Balo Sırasında Smolensk'in Moskovalılar Tarafından Yakalandığı Haberini Alan Soytarı Stańczyk, 1533, tarihi olarak belgelenmemiştir.Yine de Stańczyk'in esas gücü tarihsel doğruluğunda değil sembolik ağırlığındadır. Birbirini izleyen üç Jagiellon hükümdarına hizmet eden soytarı Stańczyk (yaklaşık 1480–1560), Matejko'nun vatansever kompozisyonlarında sıklıkla yer alan favori figürlerinden biriydi. Kraliyet balosu kutlamaları esnasında, Smolensk'in (Litvanya Büyük Dükalığı'nın önemli bir doğu kalesiydi) Rusya'ya kaybedilmesinin Polonya-Litvanya milletler topluluğu için iç karartıcı sonuçlarının farkında olan tek kişidir. Wawel Katedrali kulesinin yakınında görülen uğursuz kuyruklu yıldız, yaklaşmakta olan felaketin görsel bir metaforudur. Matejko, Stańczyk'i tek, soytarıdansa trajik düşünen estetik bir figür olarak resmederek, onu ulusal bir kahraman haline getirmiş, milli bilincin, siyasi içgörünün ve ülkenin kaderine yönelik derin bir endişenin sembolu haline getirmiştir. 

Matejko kişisel, artistik bir hareketle Stańczyk'e kendi yüzünün özelliklerini vermiş, figüre 1863 Ocak Ayaklanması'na giden yıllarda Polonya'yı etkisi altına alan vatanseverlik coşkusu tarafından şekillenen kendi düşünce ve duygularını aşılamıştır. O esnada Polonya bir ülke değildi, üç bölüme ayrılmış durumda ve bu bölgeler Rus İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan ve Prusya tarafınca paylaşılmış haldeydi. Sanatçı sembolik kendisiyle özleştirme aracılığıyla ,kendi rolünü geçmişteki olaylara çağdaşlarından daha derinlemesine nüfuz edebilen, kendi zamanında Avrupa haritasından silinmiş bir ulus için tarihten dersler çıkarabilen bir vizyoner ulusal tarih ressamı olarak belirlemiştir.